Yetişkinliğe girmek, yalnızca birikmiş deneyimlerin değil, aynı zamanda bir dizi psikolojik zorluğun da eşlik ettiği doğal bir süreçtir. Orta yaş krizi, başarılanların yeniden değerlendirilmesi dönemi geldiğinde sıklıkla 50 yaş üstü insanları etkiler. Çocuklar yetişkin olduklarında evden ayrılırlar, kariyerleri ulaşır veya sona erer ve eşlerle ilişkilerde değişiklikler yaşanabilir. Bütün bunlar kişinin kendisini kaygılı ve tatminsiz hissetmesine neden olur, hayatının büyük bir kısmının geride kaldığını düşünmesine neden olur.
1. Kaçırılan fırsatların farkındalığı
Çoğu zaman orta yaş krizine yeterince şey yapılmadığı hissi eşlik eder. Kişi başarılarını olabileceklerle karşılaştırarak değerlendirmeye başlar. Bu düşünceler depresif bir ruh haline ve içsel bir boşluk hissine yol açar. Artık hiçbir şeyi değiştirmeniz mümkün değil gibi görünüyor, aktif yaşamınızın çoğu arkanızda. Ancak her yaşta gelişim ve yeni başarılar için fırsatların bulunduğunu unutmamak önemlidir.
2. aile ilişkileri üzerindeki etki
Uzun yıllar evlilik yaşayan pek çok evli çift, yetişkinlik döneminde ilişkilerinde bir bozulma yaşamaktadır. Alışkanlık, azalan fiziksel aktivite ve menopoz gibi hormonal değişiklikler yakınlığı ve duygusal bağları etkiler. Bazı eşler birbirlerinden memnun olmadıklarını hissetmeye başlayabilir ve bu da bu yaşlarda boşanma oranlarının artmasına neden olur. Boşanmanın ardından bir kayıp ve başarısızlık duygusu ortaya çıkar ve bu da krizi şiddetlendirir.
3. “boş yuva” olgusu
Çocuklar büyüyüp evden ayrıldıklarında birçok ebeveyn yalnızlık ve işe yaramazlık duygusu yaşar. Bu olguya "boş yuva sendromu" denir. Yıllarca hayatlarını çocuk yetiştirmeye adayan ebeveynler, her zamanki sorumlulukları olmadan kendilerini kaybolmuş hissedebilirler. Bu dönemin kendini gerçekleştirmek ve ebeveynlikle ilgisi olmayan yeni hobiler bulmak için kullanılabileceğini anlamak önemlidir.
4. sosyal rol ve emeklilik
Yetişkinlik krizindeki ciddi faktörlerden biri emekliliktir. Birçok kişi bu olayı toplum için öneminin sonu olarak algılıyor. İşe yaramazlık hissi, özellikle de iş yaşamda önemli bir rol oynadıysa, depresif ruh hallerini derinleştirebilir. Ancak emeklilik aynı zamanda kendinizi yeni alanlarda bulmak, hobiler geliştirmek ve sevdiklerinizle daha fazla vakit geçirmek için de bir fırsattır.
5. Yaşlanma ve fiziksel değişiklikler
Yıllar geçtikçe insanlar yaşlanmanın ilk belirtilerini fark etmeye başlar: azalan fiziksel aktivite, kötüleşen sağlık ve kronik hastalıkların ortaya çıkışı. Bu değişiklikler kişinin kendisinden memnuniyetsizlik duygusunu artırır. Ancak yaşlanmak sadece fiziksel değişimlerle ilgili değil, aynı zamanda bilgelik ve deneyim kazanmakla da ilgilidir. Yaşlılık, hayatı yeniden düşünmek ve bilgi ve değerlerinizi genç nesle aktarmak için bir fırsat sağlar.
6. sevdiklerinizden destek
Yetişkinlik krizi sırasında sevdiklerinizden destek almak çok önemlidir. Çocukların bakımı ve arkadaşların ve akrabaların ilgisi, yalnızlık ve çaresizlik duygularının üstesinden gelmeye yardımcı olur. Bu yaştaki bir kişinin sevildiğini ve takdir edildiğini, yaşam deneyiminin önemli olduğunu ve başkaları tarafından ihtiyaç duyulduğunu hissetmesi gerekir. Anne babanıza özen ve ilgi göstermeyi unutmayın; bu sadece ilişkinizi güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda zor anları daha kolay atlatmalarına da yardımcı olacaktır.
Olgun yaş, yeni fırsatların ve yaşamın anlamına dair farkındalığın olduğu bir dönemdir. Tüm zorluklara rağmen bu aşama kişisel gelişim ve uyumun zamanı olabilir.
e-news.com.ua