Şeker: iyi ve kötü hakkındaki gerçek

Modern hekimler aşırı şeker tüketimine karşı giderek daha fazla uyarıda bulunuyorlar. Diyetteki rolü bin yıl önce oldukça farklı olmasına rağmen, bugünkü istatistikler tüketiminde keskin bir artış olduğunu göstermektedir. Geçen yüzyılın başında kişi başına yılda sadece 7 kilogram şeker varken, yarım yüzyıl sonra bu rakam beş kat arttı. Bu endişe verici eğilim, sonuçları merak etmemizi sağlıyor.

Bir enerji kaynağı olan şeker, sadece kalori taşır, ancak herhangi bir yararlı madde içermez. Tatlı aşırı yeme, vücudun sebze, meyve ve diğer ürünlerde bulunan gerekli vitamin ve mineral rezervlerini elde etmeden doymuş hissetmesine neden olabilir. Ayrıca, şeker ve yağ kombinasyonu, çörek veya çikolata durumunda olduğu gibi, protein eksikliğine ve vücutta çeşitli bozukluklara yol açabilecek kalori içeriğini daha da artırır, özellikle de çocuklarda.

Çalışmalar, şekerin aşırı tüketiminin obezite, diyabet, hipertansiyon ve ateroskleroz gibi bir dizi hastalığa neden olabileceğini doğrulamaktadır. Dahası, şekerin vücut üzerindeki etkisi moleküler düzeyde kendini gösterebilir, bu da organ fonksiyonunun bozulmasına ve yaşlanma sürecinin hızlanmasına neden olabilir.

Şeker tüketiminden tamamen kaçınılamasa da, diyetisyenler geleneksel beyaz rafine şekerin kahverengi ham şeker gibi daha doğal alternatiflerle değiştirilmesini önermektedir. Demir, potasyum, kalsiyum, krom ve bakır gibi eser elementleri muhafaza eder, ancak kalori değerinin de daha yüksek olduğu unutulmamalıdır.