
13 май, 22:48
.jpeg)
Her ailede veya çiftte anlaşmazlıklar yaşanabilir. Ancak, tartışma biçimimiz yakınlığın ve anlayışın korunup korunmayacağını doğrudan etkiler. Konuşulmayan küçük şikayetler birikerek bir gün fırtınaya dönüşebilir. Duygularınızı hemen, sitem etmeden ve sesinizi yükseltmeden konuşmayı öğrenmeniz önemlidir, aksi takdirde küçük bir sorun bile ciddi bir ayrılığa dönüşebilir.
Çoğu zaman her şey küçük bir şeyden duyulan memnuniyetsizlikle başlar: unutulmuş bir kelime, paylaşılmayan bir görev, rastgele bir cümle. Böyle anlarda durup kendinize şu soruyu sormanız faydalı olabilir: Ben gerçekten ne hissediyorum? Peki partnerime ne iletmek istiyorum? Bağırıp gücenmek yerine, duygularınızı sakin bir şekilde dile getirmeniz daha doğru olacaktır. Öfkelenmeden söylenen sözler çok daha kolay duyulur. Önemli olan birinci tekil şahısla konuşmaktır: “Ben hissediyorum”, “sen her zaman” değil.
Eğer konuşma tartışmaya dönerse, kişisel konulara girmekten kaçının. Geçmişi gündeme getirmeden veya sorunun boyutunu abartmadan sadece belirli durumu tartışın. Saldırılar savunma tepkisine neden olur - ve sonra muhatabınız sizi duymayı bırakır. En iyi çözüm, kendi duygularınız hakkında dürüst olmaktır: "Bunu söylediğinde canım acıdı" demek yerine "Yine her şeyi mahvettin" demek.
Ne zaman duracağınızı bilmek de önemlidir. Kendinizi duygularınızın altında ezilirken hissediyorsanız, bir mola verin. Çok fazla konuşmaktan kaçınmak için yürüyüşe çıkmak, sessiz kalmak, hatta konuşmayı ertelemek bile akıllıca bir stratejidir. Bazen sadece birkaç dakika, içsel gerginliğin yatışması ve daha sakin bir şekilde iletişimi sürdürme fırsatının ortaya çıkması için yeterli olabilir.
Tartışmada bile hiç değinilmemesi gereken konular ve kelimeler vardır. Aşağılanma, hakaret, başkalarıyla kıyaslama veya tehditler iyileşmesi uzun zaman alacak yaralara yol açabilir. Zor zamanlarda bile saygıyı elden bırakmamak gerekir. Çatışma, kazanmanız gereken bir kavga değil, her iki tarafın da anlaşılmak istediği bir diyalogdur.
Ve son olarak duygularınızı göstermekten korkmayın. Öfkelenmek ve üzülmek normaldir. Önemli olan bununla nasıl başa çıktığınızdır. Her şeyi içinizde tutmak yalnızca ilişkileriniz için değil, sağlığınız için de zararlıdır. Bilim insanları, şikayetlerini biriktiren ve deneyimlerini nadiren paylaşan kişilerin stres ve kalp sorunlarına yakalanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu kanıtladı. Bu nedenle, sohbet ederek, spor yaparak, yaratıcılıkla veya sevdiğiniz birinin desteğiyle "buharı atmanın" sağlıklı bir yolunu bulmak önemlidir.
Адрес новости: http://e-news.com.ua/show/581442.html
Читайте также: Финансовые новости E-FINANCE.com.ua